29 Mayıs 2007 Salı

Guess Who did I meet today? / Bilin Bakalim Ben bugun Kiminle Bulustum?

Bilin Bakalim Bugun Kiminle Bulustum?

Annecocuk websitesine uzun zamandir uye idim bir cok kisiyi sanalda olsa az bucuk tanidik, ozellikle ulke disinda yasayan site sakinleri tabiki daha bir ilgi cekmistir belkide benim gibi olduklari icin.. Evettt sonunda Prenses Yeni Zellandadan vede annecocuk site sakinlerinden Rezide arkadasimizla tanisma imkanim oldu:)))

Rezide ve oglu Ege / Rezide and her son Ege from New Zealand

Turkiye yolu uzerinde 6 saatligine Dubai aktarmali gidiyordu vede bizde kararlastirip havaalnindan aldip kisa, sicak Dubai turu yapip birde kahve icip havaalanina geri biraktim..
Kucuk oglu Ege ve kendileri biraz ucustan sersem gibiydiler ama normaldir 14 saatdir ucuyorlardi, 3'cu sehir konaklamasindalardi vede 6 saat Dubai de bekleyip bir 4 saat daha Istanbul icin ucacaklardi.. kisa oldu gorusmemiz ama seni gordugume cok sevindim..Iste bugunumuzden bazi resimler:

Al Quasr, medinat ve Burl Arab Otelinden

Sanal alemde samimi olupta yuzyuze gorusmek dilegi ile,

Dosluklara
Derya

******************************************************************************
Guess Who did I meet today, it must be computer friendship!:)

I was member of mother and child group for many years. We do have some member who lives outside Turkey, and of course they do take my attention lot more as myself live abroad as well.


Rezide and her Daughter in City Center Mall

I met code name: Presses from New Zealander Rezide with her kids today. After her 14 hours and 3 city stop over flight, they were bit tired and sleepy but worth to see them. I picked them up from airport, made them quick trip of Dubai, had coffee and drop them back.

Me and Rezide and her son at the Dubai Creek

It was lovely to meet you Rezide. Hope to see many more Friends that I am getting to know via internet.

With friendship
Derya
Sheik Zaed Road

27 Mayıs 2007 Pazar

Paediatric Therapy Centre & Lanmark Group Dinner

Dun Aksam 'Rasid Paediatric Therapy Merkezinin' Gecesindeydik.. Guzel gosteriler vardi; Ingilizce, Hindi ve Arabca sarkilar soylendi. 'Dubai Drum Grubu' farkli ulke insanlarindan olusmus Davul gosterisini yapti. Landmark Emlakcilik ve bazi bankalar bagislarini yapti ve esimin calistigi otelde gecenin catering'ini ustlenmisti. En cok hosuma giden ise galiba yine farkli ulke insanlarinin Bolywood Dans gosterisi yapmasiydi , iste resimler:

Last Night, we went to 'Rasid Paediatric Therapy Centre' and Landmark Group night. They sang English, Indian and Arabic songs. Dubai Drum Group shown their Drum Show which was very impressive. There was some donations from Landmark Properties and banks. My husband's hotel did the catering and service. Here is some pictures from last night:



23 Mayıs 2007 Çarşamba

My daughters Soriee / Kizlarimin Muzik Konseri

I had Victoria's Soriee yesterday, Was very proud of her.. She knew every single song and knew where she suppose to pose, where she suppose to act:)).

On the other hand, Isabella had her Soiree 2 weeks ago, and couldn't get her proper pictures at least while she was playing her Violin:(( Shame really, I was sitting far back, first 2 lines were reserved for school principles but later on taken by late parents, well so didn't work even if you arrived to school early:(( here is some pictures:



Muzik ogretmeni ile/with her music teacher

Dun aksam Victoriam minik kusum oturan bogam'in muzik konseri vardi cok duygulanip cok gurur duydum, butun sarki sozlerini biliyor ve nerde nasil durup nasil davranacagini biliyordu. Ogretmenindende buyuk bit tesekkur aldi. Isabelim buyuk kiziminda 2 hafta once konseri vardi vede keman caliyordu ama bir turlu dogru durust resmini cekemedim, ilk iki sirayi ogretmen kurulu icin rezerve yapmislar bizde arkadarlada oturmak zorunda kaldik, sonradanda yine veliler oturdu tabi, yani erken okula gelmek isimize yaramadi, herneyse.. Allah herkesin cocuklarinin, yegenlerinin, kuzenlerinin boyle gun gostermesini nasip etsin:))





Derya

21 Mayıs 2007 Pazartesi

Yurt Disinda Yasayan Arkadaslarin Oy Kullanmasi!



Secimler 22 Temmuzda, vede disarda yasayan cogu arkadaslarimiz gibi bu yil cogumuz Turkiyede tatilde olacagiz ve oyumuzu bu sefer kullanmaliyiz..

Secim kagitlariniz olmadan secimlerde oy veremiyorsunuz biliyorsunuz, isimlerinizin muhtarliktan aldiginiz secim kagit veya kayitlarinizi yaptirdiktan sonra oy kulanabileceginizi unutmayin, buda Turkiyede yasadiginiz mahalle muhtarligindan hal ettirilebiliniyor ben dun ve bugun kayit icin websitesi araciligi ile ugrastim, hatta surpriz bir gelisme ile hukumetimizin nufus idaresinden bir uyesiyle bile maillestim, bana aktardigi bilgi Turkiyedeki bulundugum muhtarliga gitmem gerektigi vede bununda secimlerden once belli bir sure oncesinden basvurulmasi gerektigi..daha cok bilgi olmak icin:http://www.ysk.gov.tr/ysk/index.html sitesini bir inceleyin derim.

19 yasindan beri dunya'li oldugum icin hic oy kullanmaya vaktim olmadi, ama http://www.tuik.gov.tr/ gibi websitesi sayesinde kendinizi kayit ettirip 25 hazirandan itibaren havalanlarinda konulacak Secim Oy sandiklarindan oynunuzu kullanabilirsiniz (umarim saglikli bir oysayimi olur, havalanlarindaki santiklarin sayiminda) yada secimlerde oy kullanmak icin kayitli iseniz tatil sirasindada oynuzu Turkiyede kullanabilirsiniz.

Sevgiler
Derya Lount



Daha iyi bir gelecek icin!

Fotograflarimiz: Ben Golf'ta oynarim!:))/I can play Golf too!

Fotograflarimiz: Ben Golf'ta oynarim!:))/I can play Golf too!

http://www.dubaigolf.com/web/creek.nsf/web/index.html

Yasadimigimiz Ulkeler Maceralarim: Endonezyadaki Bir Yilimiz!

Endonezyada ki Bir Yilimiz

Evet tam 27 saatlik ucak yolculugundan sonra Dubai, Colombo ve Singapur duraklarimizdan sonra nihayet Jakarta'ya inise gectik, aman Allahim bu ne yesillik, bu ne guzellik doga harika, galiba Kahire’deki col ve hava kirliliginden sonraki gordum naturel yesillik harika gozukuyordu.. bol bol parklarda yuruyus yapabilirim artik:) (Mi acaba??)

Bizi karsilayan sirket yetkilileri havalaninda bize cok yardimci oldu pasaport kontrolune bile girmeden direk ciktik, bizi yine kocaman salon bir araba disarda bekliyordu tam otomatik acip kapanan kapidan cikarken kapi acildi 'aman allahim oneeeeee nefes alamiyorum imdatttttt', geri iceri girdim.. cok sicak cok nemliydi. Hani o parkta yurus hayallerim bir an suya dusmustu. Ufff ne guzelde heryer yemyesil ve hic gormedigim bitkilerle doluydu…:(

Neyse arabaya cok gecmeden kosar adimlarla bindinten sonra otelimize geldik, ve ertesi gunu hemen Martin ise gitti, ben malum otel odasinda kaldim yine her zamanki gibi, hic tanidik yok cevrede, dunyanin obur ucunda cuce gibi gozuken bahasa dili konusan aslinda insan canlisi endonezyalilarla dolu idi. Yabancilarin bile sokaklarda yada ortalikta az goruldugu heryerin yesil oldugu aslinda cok iyi bakildiginda o yesillik olmasa binanalarin ve evlerin cok cirkin dikili oldugu gozukuyordu. Ilk gun otel odasinda kaldim, nasil olsa Martin odaya gelip disari cikardik, ofis numarasini bilmiyordum ilk gunuydu Ceb o zamanlar yayginda degildi eeee bekledik bekledik Martinde telefon etmiyordu insan bir telefon edip ilk izlenimlerini verirdi degilmi?? Cok kizmistim ama bir yandanda belkide yeni is ve yeni bir ortama girdigi icin oda unutmustu saatin 20:30 bile farkinda degildi belkide, ama adam hala ortalikta yoktu.. neyse geldi sonunda 21:30 gibi kafasi biraz karisikti, isyeri cok yeniydi ve acilis yapacaklardi tabi hicbirsey yerine oturmus degildi..

Bu belirsizlik ve bekleyis otel odasinda 2 ay gectikten sonra sonunda evimize gecebilecegimiz haberi geldi. Artik bende tek basima disari cikabiliyordum, taxiler her ne kadar cokta guvenilir gibi gozukmesede en azindan klimali ve taximeter calisyordu, ama baska carem yoktu yoksa otel odasinda tikabasili kalamazdim. Disari cikiyordum bol bol yakindaki alisveris yerlerine gidiyordum.. Kaldigimiz otel tam sehir merkezindeydi; ingiliz, fransiz, unlu Soho magzalarina , Grand Hyatt, ve butun fast food shoplari yakindi.. Ama yurumek bazen imkansizdi Her ne kadarda olsa Beyaz ve tek bayan olarak yurumek ne kadar guvendeydi bilmiyordum.

Neyse geldigimizin ilk haftasi Martin isten erken gelmis ve Mcdonald yemeye karar vermistik, 5 dakikalik bir yuruyustu tam yuruken karsidaki yolun otesinde kocaman gri renkte bir hayvan gordum Martin’e ‘bak tavsan mi o ne?’ diye sordum Martinde gulerek ‘Hayir o Sican ‘dedi amaninnn o ne buyukluk oyle burdaki kediler cilizdi galiba Sicanlar kedileri yiyiyordu.:)).

Planet Hollywood'dan Terminator 2

Neyse uzun bekleyisten sonra Apartman dairemize tasindik manzara harikaydi, Sudirman caddesi uzerinde Grand hyatt oteli onde ve Shangrila oteli arkada idi.. otelin Guvenligi ve otoparkida vardi, olayin ilginc tarafi Endonezyada Apartman dairesinde lux'luk gosterisiydi, halbuki o kadar guzel villari vardiki sirketin verdigi daire parasina villa kiralanirdi ama ben tek basima koca villada ne yapacaktim, kendimi guvende hissetmedim..

Trafik tam bir felaketti Jakarta da, Martinin sirketine her ne kadar yakin otursakta bazen 45 dakikamizi aliyordu gitmek, artik clubun Fitness salonunada gidip gelmeye basladim, sirket araba ve soforde vermisti, artik evde oturmamak gerek gezip dolasmak gerekti.. vede sonunda is buldum kendime.. (Aradan 5 farkli is basvurusu yapip Turk oldugumu ogrenip ana dilimin ingilizce olmadigini ogrendiklerinde boslayiveriyorlardi, sonunda annemin Ingiliz babamin ise Turk oldugunu soyleyip is gorusmesini sagladim vede isi kaptim) Bir Ingilizce kursu veren merkezde ogretmenlik yapmaya basladim: Modern ingilizce, sekreter sinifim,Turizm ve is adamlarim sinifim vardi, hergun calisir oldum, benim icinde iyi oluyordu. Turk elciligine gidip kendimi tanitmistim toplam zaten 6 kisi calisiyorlardi, bir ara o zamanin Erbakan basbakanligin yaptigi donemde Jakartaya seyahati doneminde hatta yardim bile ettim elcilige, pek Turk yasamiyordu tek tuk is adami vardi..

Turizm ve Sekreter sinifim

Oturma visami hala bekledigimizden her 60 gunde bir en yakin ulke olan Singapura cikis yapmak zorundaydik, pekte sikayet etmiyordum bu durumdam aslinda..Her ne kadar Singapur modern, pahali ve temiz bir sehirdi. Her gidisimizin avantajini kullanip Unlu Santosa adasinada gitmemezlik edemezdik yada Orchid Caddesindeki magzalara ugramamazlikta yada tek tuk elektronik esya almamazlik edemezdik.:))

Singapur'dan bir goruntuler ve Martin Singapur'da

Endonezya yada Singapur da Mansoon donemini unutmamak gerek, gunluk guneslik iken 5 dakika icinde toplanan kara bulutlar ve bardaktan bosanircasina dokulen yagmur.. zamanim varsa kesin balkonuma cikip yagmur dusu alirdim.. zaten hava ilikti..

Gece biryere giderken saat 20:00 kose baslarinda dolasan travestileride unutmamak gerekti. Onemli bolge, sirket, club restoran magaza sahipleri genelde zaten hep Cin'li idi, iyi ticaretciydi Cinliler, ama senden cok beklerlerdi ve cok calistirirlardi.

Arada esimin calistigi yerin Club’una gider oraya gelen yerli yabancilari seyrederdim, Cin'li genclerin 1km ilerden bile gorebilecegin sirf pirlatadan yapilmis Saatlerini gormemezlik olmazdi. Zenginler ulkenin 3% gibi bir nufusunu olustuyordu aslinda orta kesim yok gibiydi vardi elbet ama az gibiydi ya zengindin yada fakir, yaa buyuk villarda yasardin yada tahta, metal ne bulduysan olusturdugun tek odali evlerde yasardin, arada sofor’un kestirme diye girdigi sokaklarda gorurdum ciplak ayakli cocuklar ve genel olarak kanalizasyonun acik oldugu bir sehir Jakarta. Ulke olarak 13.000 yakin adacik ve 300 milyon nufuslu bir ulkeydi Endoneyza.

Esime pekte goremiyodum aslinda isi cok agirdi, sabah 08:00 de gidiyor gece 02:00 lerde geliyordu, kendim gidip gorebiliyordum is yerine. Saat 20:00 ile 12:00 arasinda bir masayi 3 defa cevidiklerinden bahsediyordu.. dinliyordum dinlemesinede yalnizdim ben.. beni ilgilendirmiyodu soyledikleri, yoksa becillikmiydi taaa nerden neyere ardindan gelmistim zaman bile geciremiyorduk ustune ustluk yeni evliydik, Cok yakinimizda olmasina ragmen herkesin gittigi Bali adasina bile gidememistik, yada bir saat uzakliktaki KL Malezya ya bile, cunki tatil gunlerini bile kullanamiyordu Martin, cok isi vardi ama nereye kadardi bu… taki Misir Hurhgada’dan is teklifi gelese kadar Kizil denizi ustunde kurulu olan yine acilacak olan bir oteldi ama en azindan burasi kadar olamazdi Misirlilari biliyoduk.. ve isi Kabul ettik ben sevincle toplanip gidecegimiz gunu dort gozle bekledim.. cok degisik bir tecrubesi olmustu benim icin ama mutlu degildim vede Martinde mutlu degildi mesleki acidan kendisini tatmin etsede ozel hayati kalmamisti geldiginden beri topu topu belki 10 defa hafta sonu tatil gunu kullanmisti.. kendisi belki genc oldugu icin vucuduna yaptigi zararin farkinda degildi, cok calisiyor vucudunu dinlendirecek vakti bile olmuyordu... Cok ucuza aldigimiz Endonezya Tahta bank'lar ufak tefek ev esyalarini kargoyla Turkiye ye gonderdik.
Ama bir yilimiz ilginc insan, kultur, yemek tanimakla gecmis ve artik Hurghada Misir'a geri donuyorduk.. Mutluydum ama merakta ediyorum nasil olcakti??

Sevgiler
Derya Lount

17 Mayıs 2007 Perşembe

Ufffff Bu Dogum Gunleri Partilerinden Artik Biktim!


Sizleri bilmem ama , ben artik bikmaya basladim Bu Dogum Gunleri Partilerin'den, nedenmi dusunsenize iki cocugunuz var her cocugunuzun sinifinda 22 ogrenci olsa yilda 44 dogum gunu partisi ve bunun diyelim sadece 20 tanesi yapilsa bile, senin organize ettigin Dogum gunu partsine cocugunun arkadaslari gelmese bile cok uzuluyor.. eee baska buda yilda 20 dogum gunu hediyesi sayilir, artik bastan alip biryeremi koysam su hediyeleri..

Sonra bunun hediyesi alinir, vede alinan hediye ucuz birseyde olamaz tabii arti alacaksin cocugunu parti yerine birak vs... Turkiyede nasil bilmem ama buralarda dogum gunleri partileri cok onemli taa 10 gun oncesinden Davetiyeler gonderilir vs, dogum gunu partisinde yapilacak oyunlar kazananlarin hediyesi ayarlanir, kac kisi davet edilmise 'Goody Bag' dedikleri ufak tefek hediyeler alinip kucuk cantalara konup gelen cocuklara parti sonunda ayrilirken verilir.. yani sadece gelenlere masraf oldugu gibi duzenlerenlere ise ayri bir dert olur..

Haaa birde Dogum gunu Pastasi vardir herkesinkinden farkli olmalidir ki konusulsun.

Bilmem belkide ben olaya boyle bakmam gerek yada son 7 yilda, iki defa dogum gunu partisi duzenledigimdendir.. yada bana bazi seyler yapmack ictenlik yokmus gibime geliyor, sonralari sanki aileler dogum gunu partileri yapmak zprunda hissettikleri icin yapiyormus gibime geliyor.. yada belkide burasi pek bir gosterise merakli oldugu icindir..

eee ben hayatimda kac defa dogum gunu partisi yaptim ki himmm 1, 2, 3 belki 4'dur..

iste oyle, disari dersen 43Derece'cik.. Ben kactim Isabel'i arkadasinin dogum gunu partsisine goturecem.:))

15 Mayıs 2007 Salı

Yasadigim Ulke Maceralarim: Misir






Yasadigim Ulke Maceralarim

Turizm otelcilik mezunuyum ve esimle otelde stajer olarak calisirken vede hala ogrenciyken tanismistim, her Ne kadar aneyyy yabanci bundan ne arkadas nede erkek arkadasi olur derken, ilerleyen gunlerde himmm bu cocuk fena degilmis deyip iliskimiz ilerledi esimle. Beraber 3 yilik Turkiye calismamizdan sonra Kahire Ramesis Hilton’a transferimiz cikti:

Kahire, Misir

Esim benden once gitmisti Kahire’ye ve bende 1 ay sonra ardindan gittim, ilk Havalimanina geldigimde zaten olaylarim basladi, hem 19 yasinda olmam hemde hayata ulke disi seyahatime ilk defa cikmamdan dolayi belkide fazla dik kafaliydim, simdi dusundukce guluyorum kendi kendime,’Kiz sen ne yaptin?’ diye.J

Once pasaport kontrolune girdigimde pasaportaki gorevli ‘Disarda Bekle’ dedi, bende ‘Niyeyiymis?’ dedim oda bana donup demesinmi: ‘Cunku sen Turksun!’ dedi, ama birden Milliyetcilik duygularim kaparmis cok sinirlenmistim ‘Niye Turk oldugum icinmi disarda bekliyorum?’ diye sordugumda gorevli bana dik dik bakinca, ‘bence sen sakin olsan iyi olacak gibime geliyor dedim kendi kendim’e, ama neyseki sadece ben degilmisim, diger Turk olan butun yolculari extradan guvenlik kontolu yapmak icin bekletiyorlarmis. Malum 55 milyondan cika cika biri Turk vatandasimiz cikar vede Misira kokain kacakciligi yapar ve adimizda kotuye cikar, iste boylede butun Turk yolcular guvenlik kontrollerinden gecerdi! Biz beklerken birde bavullarimizin gectigini gordum ama alamiyorduk cunki kontrollerin obur tarafindaydik vede havaalani oyle biryerdeki sanki bizim bavullar calinacak cirpilacak diye dusunurken beyaz uniformali birini buldum ki; Misirli adamlar biraz irice olurlar, Uniformali adama donerek dedimki (adam en az 2 metre ben 1cm64) ve o halimle adama parmak gosterekten ‘bana bakin orda bavullarim gidiyor bir kaybolsun size sorarim’ dedim. ‘Heygidi gunler hey, nerden buluyorsun bu gucude bu adamla boyle konusyorsun’ simdi dusunuyorumda, genclik cesareti demek, Adamda ‘okey madam, okey no problem’ dedi, ama ilk pasaport islemlerini bitiren ben olmustum, bavullarimi aliktan sonra disardaki cama yapisik vaziyette bekleyen kocama kavustum.

Aman Alahim oda ne! Havaalanin dan cikinca, eskipuslu arabalar, hava cok sicak, nefes alamiyorum gibi oldum. Neyseki 25 dakikalik bir yolculuktan sonra Nil Nehri kenarina kurulmus ve unlu Misir muzesinin onunde olan 39 katli, onumuzdeki 1,5 yilimizi gecirecegimiz Kahirenin ilk 5 yildizli oteli Ramesis Hiltona geldik. Biz 1,5 yil boyunca otelin 18 ci katinda Nil Nehrine bakan bir suit te yasadik, icerden bakildiginda o muhtesem goruntuye aldanmamak gerekiyordu cunki bir balkonu acmaya kalk hemen kapatmak zorunda kaliyorduk, cunki arabalarin 24 saat durmakzizin suren Korna seslerinden, hava kirliliginden ve sicakligindan birden kendinizi cehennemde buluveriyordunuz.


Disarida insanlar yarisi beyaz, yarisi acik mavili disdaslar gezerken, yarisi da normal bizler gibi giyiniyorlardi. Bayanlar dersen oda oyle yarisi normal yarisi kara peceli ve basi bagli 1 ton agirliginda; benim 1 sene boyunca kullanacagim makyajlar kullaniyorlardi. Tirnaklar uzun, ojeli vede basi bagli, ama bana Ramazanda dini ogretmeye calisan kadinlarda doluydu. Misir’in 90% nerden baksan Turktu, kime sorsan ya Anneanne’si ya Dedesi yada Babaannesi Turktu, vede gurur duyuyorlardi, bazen benim Turk olduguma bile inanmiyorlardi o ayri mesele ben kesin misirliymisim, hani TurktunuzJ.

Alisveris ise bir alemdi Misirda, hele Baazarlarina gidersen o ayri bir heyecan ve maceraydi, ben o kadar ilgi cekmiyordum elbet Akdeniz insani gorunumlu oldugum icin, Ama esimi yanimda goturursem bir aliyordum ki basima belayi, ‘Turist Turist Bloody Turist’!!!!!! Unlu Misir Baazarlari, muhavazakar giyinip gidilmesi gereken yerlerdendi ama simdi degistimi bilmem, devamli seni rahatasiz eden saticilar, dukkanlarina cagiranlar vs, her alisverisindede fiyatinizin 50% altina gitmeyide unutmamak gerekti tabi. Ama buyuk alisveris merkezleride vardi elbet, eger biraz havakirliliginden, gurultuden, saticilardan, taxicilerden kurtulmak istiyorsak vede klimali yerlerde oturmak istersek Mall’lara gidiyorduk..

Araba kullanmaya bile cesaret edemedigimiz icin heryere Taxi ile giderdik. Esimle seyahat ettigimizde hep Taksi soforuyle kavgali gecerdi butun yolculuklarimiz nede olsa Turistiz ya fiyatlar ucardi, Taksideki kilometreler calismazdi ve kafadan bir para isterlerdi hep. Bizde artik ogrenmistik nereye gitsek 2 pound’du. Parayi katlar katlar taxi’den cikip pencereden uzatip yurumeye baslardik, taxi soforu bazen begenmez aldigi parayi bazende sesini cikarmadan giderdi.


Diger cogu Arab ulkelerinde oldugu gibi Cuma gunleri tatil di burdada. Oglen namazlarinda cami onune serilmis halilar kapatilan yollari cok normaldi, gelip gecen soyle namaza duruverir kilardi namazini, sabah baslayan vaazlari oglen vakti namazinin bitisine kadar avaz avaz bagirirdi heryerde. 30% nufusu ise aslinda Ortatoxtu Kahirenin ve kendilerine gore bolgeleri vardi ve ortodox kiliseside vardi elbet, ortodoxlar belli bolgelerde yasar, herkes birbirini bilirdi.

Ama Misirin Tarihsel bir guzeliklerini kim unutabilirki, ne kadarda pis, hava kirliligi bol olan, gurultulu bir sehir olsada her yerde bir tarih fiskiriyordu tabi, hele o aksam ustu gunesin batisindan kendi odamdan bile piramitleri gorebiliyordum. Piramitleri gezimiz baska bir hikaye idi zaten:

Bir hafta sonu pirmitleri ziyaret etmeye kalktik, 15 dakikalik bir taksi yolculugundan sonra, gezmek icin bir at ve bir deve kiraladik: ben esime ‘Ben ata bindim ati ben alayim sende deveye bin’ dedim, giderken bir sorun yoktu, zaten hayvanlarin sahipleri yularlarini cekiyordu onumuzde: neyse orda gezinen rehberler var zaten seyyar saticilar gibi bir 5 dollar veriyorsun sana rehberlik yapiyorlar, rehber kiraladiktan sonra, bir pramitin icine girdik bende urperti coktu, ellerimizde ciralar zaten bir arkama bakiyorum bir onume: dehset gecen dakikardan sonra sonunda disari ciktik ama mimarisi akilermez birseydi, sonra geri gelirken ben atin ustunde esimde deve’yi aldi yine, yolun yarisina tam gelmistik ki onumuzde gecen iki at, yaris yapiyorlardi benim atta bunlarin arkasindan takilmaz mi: haydaaaaa ‘stop’ diyorum yulari cekiyorum yok olmuyor bizim Turk usulu CUSSS diyorum yok at anlamiyor, benim at bu atlarin arkasindan coller dogru uzaklasiyordu, ben dayanamadim artik attan atliyacaktim baska carem yoktu yoksa onca geri nasil donerdim, fazla uzaklasmadan kendimi attan attim, ve sonunda geri yurumeye basladim ve esim deve ile yanima geldi beni aldilar ve geri donerken at yanimiza gelmisti, at bana gelip kanayan bacagima egilerekten sanki ozurdiliyordu ammaa yok ben onu affetmedim cok kotu dusmustum cunku.

Yasadigimiz sure icinde TABA yada gitmistik, gezilerimiz arasinda bunun yeri cok farkliydi cunki kizil denizin en kosesinde bulunan Taba da; yan taraf Israil Eliat, onun yani Aqaba Urdun ve karsi tarafta ise Sudi Arabistandi vede ben Misirdan bakiyordum, aksamlari bu 4 ulkeyide ayni anda gorebiliyorsunuz.


Taki esim bir oglen eve gelip Jakarta Endonezya dan is teklifi var sen nedersin? diyese kadar, Misir maceramiz burda sona eriyordu cunki bizimkisi Endonezya ve Asya tecrubesi kazanmak icin cok heyecanliydi, ee cocukta olmayinca evet dedik ve hazirliklrimiza basladik.

Ama en zoruda, tanistigimiz onca arkadas ve calistigimiz is yerindeki arkadaslar benim son bir yildir okulda calistigim ogrencilerimden ayrilacaktim! Ev adreslerimiz, telefon numaralarimizi birbirimize verildikten ve son farewell partimizi yaptiktan sonra Misirdan ayrilarak Endonezya yolculugumuza ciktik, bizi tam tamina 27 saat, ve 2 transit sehir vede 2 stop over bekliyorduJ Buda bizim seyahatlerimizin sadece baslangici idi.

Derya Lount