21 Mayıs 2007 Pazartesi

Yasadimigimiz Ulkeler Maceralarim: Endonezyadaki Bir Yilimiz!

Endonezyada ki Bir Yilimiz

Evet tam 27 saatlik ucak yolculugundan sonra Dubai, Colombo ve Singapur duraklarimizdan sonra nihayet Jakarta'ya inise gectik, aman Allahim bu ne yesillik, bu ne guzellik doga harika, galiba Kahire’deki col ve hava kirliliginden sonraki gordum naturel yesillik harika gozukuyordu.. bol bol parklarda yuruyus yapabilirim artik:) (Mi acaba??)

Bizi karsilayan sirket yetkilileri havalaninda bize cok yardimci oldu pasaport kontrolune bile girmeden direk ciktik, bizi yine kocaman salon bir araba disarda bekliyordu tam otomatik acip kapanan kapidan cikarken kapi acildi 'aman allahim oneeeeee nefes alamiyorum imdatttttt', geri iceri girdim.. cok sicak cok nemliydi. Hani o parkta yurus hayallerim bir an suya dusmustu. Ufff ne guzelde heryer yemyesil ve hic gormedigim bitkilerle doluydu…:(

Neyse arabaya cok gecmeden kosar adimlarla bindinten sonra otelimize geldik, ve ertesi gunu hemen Martin ise gitti, ben malum otel odasinda kaldim yine her zamanki gibi, hic tanidik yok cevrede, dunyanin obur ucunda cuce gibi gozuken bahasa dili konusan aslinda insan canlisi endonezyalilarla dolu idi. Yabancilarin bile sokaklarda yada ortalikta az goruldugu heryerin yesil oldugu aslinda cok iyi bakildiginda o yesillik olmasa binanalarin ve evlerin cok cirkin dikili oldugu gozukuyordu. Ilk gun otel odasinda kaldim, nasil olsa Martin odaya gelip disari cikardik, ofis numarasini bilmiyordum ilk gunuydu Ceb o zamanlar yayginda degildi eeee bekledik bekledik Martinde telefon etmiyordu insan bir telefon edip ilk izlenimlerini verirdi degilmi?? Cok kizmistim ama bir yandanda belkide yeni is ve yeni bir ortama girdigi icin oda unutmustu saatin 20:30 bile farkinda degildi belkide, ama adam hala ortalikta yoktu.. neyse geldi sonunda 21:30 gibi kafasi biraz karisikti, isyeri cok yeniydi ve acilis yapacaklardi tabi hicbirsey yerine oturmus degildi..

Bu belirsizlik ve bekleyis otel odasinda 2 ay gectikten sonra sonunda evimize gecebilecegimiz haberi geldi. Artik bende tek basima disari cikabiliyordum, taxiler her ne kadar cokta guvenilir gibi gozukmesede en azindan klimali ve taximeter calisyordu, ama baska carem yoktu yoksa otel odasinda tikabasili kalamazdim. Disari cikiyordum bol bol yakindaki alisveris yerlerine gidiyordum.. Kaldigimiz otel tam sehir merkezindeydi; ingiliz, fransiz, unlu Soho magzalarina , Grand Hyatt, ve butun fast food shoplari yakindi.. Ama yurumek bazen imkansizdi Her ne kadarda olsa Beyaz ve tek bayan olarak yurumek ne kadar guvendeydi bilmiyordum.

Neyse geldigimizin ilk haftasi Martin isten erken gelmis ve Mcdonald yemeye karar vermistik, 5 dakikalik bir yuruyustu tam yuruken karsidaki yolun otesinde kocaman gri renkte bir hayvan gordum Martin’e ‘bak tavsan mi o ne?’ diye sordum Martinde gulerek ‘Hayir o Sican ‘dedi amaninnn o ne buyukluk oyle burdaki kediler cilizdi galiba Sicanlar kedileri yiyiyordu.:)).

Planet Hollywood'dan Terminator 2

Neyse uzun bekleyisten sonra Apartman dairemize tasindik manzara harikaydi, Sudirman caddesi uzerinde Grand hyatt oteli onde ve Shangrila oteli arkada idi.. otelin Guvenligi ve otoparkida vardi, olayin ilginc tarafi Endonezyada Apartman dairesinde lux'luk gosterisiydi, halbuki o kadar guzel villari vardiki sirketin verdigi daire parasina villa kiralanirdi ama ben tek basima koca villada ne yapacaktim, kendimi guvende hissetmedim..

Trafik tam bir felaketti Jakarta da, Martinin sirketine her ne kadar yakin otursakta bazen 45 dakikamizi aliyordu gitmek, artik clubun Fitness salonunada gidip gelmeye basladim, sirket araba ve soforde vermisti, artik evde oturmamak gerek gezip dolasmak gerekti.. vede sonunda is buldum kendime.. (Aradan 5 farkli is basvurusu yapip Turk oldugumu ogrenip ana dilimin ingilizce olmadigini ogrendiklerinde boslayiveriyorlardi, sonunda annemin Ingiliz babamin ise Turk oldugunu soyleyip is gorusmesini sagladim vede isi kaptim) Bir Ingilizce kursu veren merkezde ogretmenlik yapmaya basladim: Modern ingilizce, sekreter sinifim,Turizm ve is adamlarim sinifim vardi, hergun calisir oldum, benim icinde iyi oluyordu. Turk elciligine gidip kendimi tanitmistim toplam zaten 6 kisi calisiyorlardi, bir ara o zamanin Erbakan basbakanligin yaptigi donemde Jakartaya seyahati doneminde hatta yardim bile ettim elcilige, pek Turk yasamiyordu tek tuk is adami vardi..

Turizm ve Sekreter sinifim

Oturma visami hala bekledigimizden her 60 gunde bir en yakin ulke olan Singapura cikis yapmak zorundaydik, pekte sikayet etmiyordum bu durumdam aslinda..Her ne kadar Singapur modern, pahali ve temiz bir sehirdi. Her gidisimizin avantajini kullanip Unlu Santosa adasinada gitmemezlik edemezdik yada Orchid Caddesindeki magzalara ugramamazlikta yada tek tuk elektronik esya almamazlik edemezdik.:))

Singapur'dan bir goruntuler ve Martin Singapur'da

Endonezya yada Singapur da Mansoon donemini unutmamak gerek, gunluk guneslik iken 5 dakika icinde toplanan kara bulutlar ve bardaktan bosanircasina dokulen yagmur.. zamanim varsa kesin balkonuma cikip yagmur dusu alirdim.. zaten hava ilikti..

Gece biryere giderken saat 20:00 kose baslarinda dolasan travestileride unutmamak gerekti. Onemli bolge, sirket, club restoran magaza sahipleri genelde zaten hep Cin'li idi, iyi ticaretciydi Cinliler, ama senden cok beklerlerdi ve cok calistirirlardi.

Arada esimin calistigi yerin Club’una gider oraya gelen yerli yabancilari seyrederdim, Cin'li genclerin 1km ilerden bile gorebilecegin sirf pirlatadan yapilmis Saatlerini gormemezlik olmazdi. Zenginler ulkenin 3% gibi bir nufusunu olustuyordu aslinda orta kesim yok gibiydi vardi elbet ama az gibiydi ya zengindin yada fakir, yaa buyuk villarda yasardin yada tahta, metal ne bulduysan olusturdugun tek odali evlerde yasardin, arada sofor’un kestirme diye girdigi sokaklarda gorurdum ciplak ayakli cocuklar ve genel olarak kanalizasyonun acik oldugu bir sehir Jakarta. Ulke olarak 13.000 yakin adacik ve 300 milyon nufuslu bir ulkeydi Endoneyza.

Esime pekte goremiyodum aslinda isi cok agirdi, sabah 08:00 de gidiyor gece 02:00 lerde geliyordu, kendim gidip gorebiliyordum is yerine. Saat 20:00 ile 12:00 arasinda bir masayi 3 defa cevidiklerinden bahsediyordu.. dinliyordum dinlemesinede yalnizdim ben.. beni ilgilendirmiyodu soyledikleri, yoksa becillikmiydi taaa nerden neyere ardindan gelmistim zaman bile geciremiyorduk ustune ustluk yeni evliydik, Cok yakinimizda olmasina ragmen herkesin gittigi Bali adasina bile gidememistik, yada bir saat uzakliktaki KL Malezya ya bile, cunki tatil gunlerini bile kullanamiyordu Martin, cok isi vardi ama nereye kadardi bu… taki Misir Hurhgada’dan is teklifi gelese kadar Kizil denizi ustunde kurulu olan yine acilacak olan bir oteldi ama en azindan burasi kadar olamazdi Misirlilari biliyoduk.. ve isi Kabul ettik ben sevincle toplanip gidecegimiz gunu dort gozle bekledim.. cok degisik bir tecrubesi olmustu benim icin ama mutlu degildim vede Martinde mutlu degildi mesleki acidan kendisini tatmin etsede ozel hayati kalmamisti geldiginden beri topu topu belki 10 defa hafta sonu tatil gunu kullanmisti.. kendisi belki genc oldugu icin vucuduna yaptigi zararin farkinda degildi, cok calisiyor vucudunu dinlendirecek vakti bile olmuyordu... Cok ucuza aldigimiz Endonezya Tahta bank'lar ufak tefek ev esyalarini kargoyla Turkiye ye gonderdik.
Ama bir yilimiz ilginc insan, kultur, yemek tanimakla gecmis ve artik Hurghada Misir'a geri donuyorduk.. Mutluydum ama merakta ediyorum nasil olcakti??

Sevgiler
Derya Lount

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder